7 Haziran 2013 Cuma

Erdoğan'nın Şifası 28 Şubat ve Bir TÜYO!..


                                    






Taksim olaylarının başlangıç döneminin ve saf "yeşilciler" yönünün masûm ve makûl olduğu konusunda konsensüse varılmış görünüyor. Fakat sonrasında bu olayların bir tertip işi olduğu konusunda Ak Partililer ile karşıtları arasında bir tartışma kopmuş durumda. Erdoğan da bizzat bu tartışmanın tarafı olacağını havalimanı konuşmasında faiz lobisini hedefe koyarak gösterdi.

Bu arada Gülen Cemaat'inin - ki Nurcu olmadıkları kanaatimi ekleyeyim- bu olaylar vesilesiyle Erdoğan karşıtı cepheye dahil olduklarını inkârı kabil olmayan çapta görmüş olduk. Yıllardır fitneci olmaya kadar varan bir itham altında tutulduğumuz bu konuda şimdi Erdoğan'nın yanında duranlardan bir kısmının gözünün açılması kaçınılmaz hale geldi. Elbette saf "gülenciler"in masûm ve makûl olduğu konusunda konsensüse varmak kaydı ile..

28 Şubat Darbesi'nin destekçilerinin bu tertip altında böylece toparlandığını söyleyebiliriz.

5'li çetenin "Boğaziçi Sermayesi" temsilcileri, Sendika ağaları, çeşitli sendikalar, dernekler, yargı oligarşisi, medya ve finans tekelleri ve bütün bunların şemsiye partisi olarak CHP bir bütün halinde bugün de Erdoğan'ın "diktatör"lüğünden dem vuruyor.

Bu arada Ankara'da 28 Şubat Soruşturması'nın ilk iddianamesi olan askerî ayağı ile ilgili dava kabul edildi. Diğer ayakları ile ilgili soruşturma ve araştırma devam ediyor.

Bir taraftan son olaylarda ki "iç" tertipçilere dair delillerin araştırılması ve hem de 28 Şubat Darbesi'inin faillerinin yargılama konusu edilmesinin üst üste bir pişti durumu oluşturacağı gayet açık.

Taksim olayları vesilesiyle karşıtlarının kirli ilişkileri üzerine gidecek olan Erdoğan'ın "diktatör-istibdat" yollu şimşekleri üzerine toplayacağı da bir bedahat. Erdoğan'ın bütün Türkiye'yi kucaklama ve sadece bir tarafın Başbakanı olmama adına  mukaddesatçı camia dışında olanları geriye bırakarak gösterdiği yoğun çabaya rağmen durum budur. Erdoğan'a mukaddesatçı camianın serzeniş ve tenkidlerinin kaynağını da bu tavır oluşturuyor.

Dolayısı ile hem Erdoğan'ı peşin ve karşılıksız olarak destekleyen mukaddesatçı camianın yaşadığı ızdırapların giderilmesi ve hem de Taksim olaylarının "iç" tertipçilerinin HUKUK önüne çıkartılması için en salim ve uygun yol 28 ŞUBAT DARBESİNİ MERKEZİNE ALAN bir ADALET hamlesine omuz verilmesidir.

28 Şubat Darbesi'ne dair yapılan soruşturmanın displinli bir biçimde derinleştirilmesi için hükümetin yargıya bütün istihbarat birimleriyle destek vermesi ve yargılama sürecini hızlandırması gerekir.

Böylece binbir başlı bir ahtapot gibi kırk kollu iç vesayet odaklarının bütün ayakları felce uğratılmış olacak, mağdurların mağduriyetleri giderilecek, bunun yanında son Taksim Olaylarını siyasî bir linç girişimine dönüştürmek isteyen ve milletin başına bela olanların beli kırılacaktır. Olayların sadece faiz lobisi işi olduğunu söylemek belki politik bir propaganda olarak anlamlı görünebilir. Fakat bunun sadece ahtapotun bir kolu olduğu unutulmamalı.

Şunun anlaşılması lazım, Erdoğan 28 Şubat'ın GÖLGESİ altında saklanan bu ahtapotun ciğerini deşmeden, hedef olmaktan kurtulamayacak!.

Erdoğan'ın şifası 28 Şubat'ta!..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder