11 Ocak 2013 Cuma

A BE BAŞBAKANIM


Biliyorum garip bir yazı başlığı oldu. Bugünlerde az veya çok çoğumuzun içten içe şöyle bir hayalimizde canlandırdığımız söylenecek sözlerimizin başı oldu bu. Hani bazen dile getirilemeyen fakat herkesin bildiği şeyler olur. Bu da benimkisi.

Misâl şöyle;

28 Şubat Yargılamaları

Sonuçlarıyla canlı kanlı devam eden yargılamalardan, mahkûmiyetlerden, mağduriyetlerden…

Yani "bizim" hükümetin "bizim" diye gördüğümüz diğerlerini bir türlü "bizim" yakıcılığında sahiplenemediklerinden bahisle,

Ayıptır!. Yazıktır!.. Vebaldir!.. İle biten.

Sonra hızım kesilmez şöyle devam eder;

Hatırladıklarımın tacizi altında..

Halbuki Başbakan'a dayanarak Adalet Bakanı, konuyu gündeme getiren milletvekilinin ellerinin üzerine ellerini koyarak söz vermişti. Şahidim Allah ve o milletvekili.

Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun son raporunda mağdurlarla ilgili tavsiye vasfında kararlar da çıktığına göre.

Fakat hareket yok. Söz var, kelâm var ama icraat yok!..

Halbuki hükümet icraa makamıdır. En azından teoride bu böyledir.

Bunun sadece bir teori değil, gerçek olduğunu ispatlamak mükellefiyeti de hükümetin boynunda. Başbakan’ın boynunda!..

“Allah’tan kork Ya Ömer!..” diye her cümlenin sonunda sesini yükselten Sahabe Efendimiz’den bu yana 1400 yıl geçti!.. Hz.Ömer de, O sahabe de ahiret yurdunda!.. Kavuşamayanlar öyle yada böyle kavuşuyorlar.

“Allah”ı bir teori olarak görmeyenler hakkıyla korkar O’ndan a be B....'ım!..

Ayıptır!.. Yazıktır!.. Vebaldir!.. diye biten.

Lakin aklın bitirdiğini gönül bitirmez devam eder;

Ak Parti iktidara geldiği ilk seçimden bu yana bu milletin desteğini gördü. Hem de artan oy oranlarıyla. “One minute” dediğinde yerli ve yabancı monşerlere, sokaklarını ülkenin şenlik yerine çevirdi.

Ülkenin 5’li çetesine kafa tutmasının akabinde BM’in 5’li çetesine de kafa tutabildiği için desteğini arttırarak sürdürdü.

Kısaca “golü” atsın diye pasını verdi bu millet.

Fakat iktidarın adımları 2 ileri 1 geri derken, 2 geri 1 ileri olmaya başladı bununla ters orantılı olarak.

Pası verdi millet a be B..'ım!..

Ayıptır!.. Yazıktır.. Vebaldir!.. Daha ne yapsındı ile biten.

Biten dediğime bakmayın siz inanın deştikce bitecek gibi gözükmüyor.

Sonra?

En son “28 Şubat’ın İskilipli Atıf”ı şeklinde gündeme gelen Mirzabeyoğlu – ki her zerresiyle bu toprakların yetiştirdiği fikir kahramanı olarak eksiği olmayan bir vasıflandırma bu -, izahı yapılmamış, gayesi belirsiz ve habersiz bir şekilde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları ihtisas hastanesine sevk edildi.

Sonra?!.

Sonra 28 Şubat’ın diğer tüm mağdurları için söz konusu olduğu gibi, “söz” konusu olduğu ile kaldı.

Sonra?

Başörtüsü kayıtsız ve şartsız “serbest” olsun için verilmiş “pası” 90’lara gönderemedi.

Sonra?

“Ama.. Fakat.. Vesayet var!” dedirterek en yakınındakilere gizli ve açık sabır tavsiye etti.

Sonra?

Suriye’de yüzbinlerce mazlûmun ahına, anası tecavüze uğrayan gül yüzlü çocukların inlemesine “aktif bir kayıtsızlık”la karşılık verdi. Çünkü henüz gücümüz yerinde değildi. Salih Tuna’nın bile vicdanın boynu bükülüverdi, kanadı..

Sonraların hikâyesi ve listesi uzun.

Şüphesiz –kendi zaviyesinden- Başbakan da haklıdır. O’nun da hikâyesi ve listesi uzun bir cevabı mutlaka vardır.

Fakat sormak hakkımız değil mi!..

Şu içindeki monşere ne zaman “One Minute” diyeceksin a be Başbakan’ım ?!..

Yetmedi mi gari!..

Ne zaman “GOOOOLLLL” diye zıplama sırası bu millete gelecek a be Başbakan’ım ?!..

Bu da mı “Gol” değil a be Başbakan’ım?!..

En son yüzde 50 de mi “Gol” sayılmadı?

Bu nasıl bir “ileri demokrasi”dir a be Başbakan’ım?!.. Bunun yeteri nedir!..

Ayıptır!..
Yazıktır!..
Vebaldir!..

Kavuşamayan öyle yada böyle kavuşur!.. Bunu Allah vaad etti iman ediyoruz zaten.

Fakat Başbakan’ım, 28 Şubat Mağdurları ne zaman yavuklusuna, kızına, oğluna, anasına, babasına, bağlılarına ve milletine kavuşacak?!..

Ne zaman başörtüsü kayıtsız ve şartsız “serbest”liğine kavuşacak?

Ne zaman müslüman millet müslüman devletine kavuşacak?

Hadi gücünün yettiği var yetmediği var..

İyi de a be Başbakan'ım şu Mirzabeyoğlu'nun "Telegram-Zihin Kontrolü" iddiasını ciddiye almaya da mı gücün yetmiyor?!..

Hatır için, ihtimal kaydı ile de mi "vicdan"ın harekete geçiremiyor fiilini?!..

Ya doğruysa "vehmi" de mi yetersiz geliyor?!..

12 yılı devirdin be Başbakan’ım..

Ayıptır!..

Yazıktır!..

Vallahi

De

Billahi

De

Vebaldir!..

Not:

-Özellikle 28 Şubat Mağdurları konusunda elden ne geliyorsa lütfen yapılsın. “Bizden” oldukları için sabırlı olunması gerektiğini söyleyenlerin anlamadığı fakat anlaması gereken husus da şu; “Allah’tan kork.. “ denilecek olanlar tam da “bizden” oldukları için bu ihtarı her daim hak ederler.


Abdullah Kuloğlu

06 Aralık 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder