18 Şubat 2013 Pazartesi

TÜRKİYE KURULMAK ÜZERE... -Vesilelerin Bütünlüğünde Görünmesi Gerekene Dair Not!-

Not: Aşağıda Suriye hadislerinin 1.yıldönümü vesilesiyle yaptığım-ız teklife nazaran yazıda belirtilen teklife uyulmaması durumunda fiilen Suriye Meselesinin, Anadolu'nun doğusu da dahil olmak üzere TR'yi topyekûn "ideolojik" zaaftan kaynaklanan bir politika zaafına sokacağı -şimdi kayıp olan başka bir yazımda da- belirttiğimdi. Şimdi liberal demokrasi özlü yapısı ve zaafıyla hem "kürt meselesi" hem de " Suriye Meselesi" iç içe ve üst üste bu "zaaf"ı ifşaa edici unsur rölünü oynamak üzere!.. Bir tasfiye ve kriz sürecinin sürüklemesiyle Osmanlı'dan TR'ye geçişin kahramanlarının (!) doğuşuna şahitlik ettiğimiz gibi, pek yakında TR'den Büyük Doğu'ya geçişin KAHRAMANI'nın doğuşuna da şahitlik edeceğiz. Bu neyin neye vesile olabileceğini -hangi idrak gözüyle- görmeye çalıştığımızı gösterdiği gibi, tabiî olarak dışımıdakilere de göstermeye çalıştığımız oluyor. Görebilene!..

Notun notu: Suriye Vesilesiyle yaptığımız teklif ve bu teklifin dayandığı hadiselerin muhasebesi... Ve buna bağlı olarak aksi halde uyarısı ile zaten fiilen içine girilmek durumunda olunan vasfına dair belirttiğimiz tahmin vesaire..  Bu ihmal ve tedbir zaafı, TR'nin ve bölgenin dönüşümü sürecinde GÖRÜNMEZ değişimin GÖRÜNÜR EŞİĞİ olacak. Büyük Doğu ve Lideri'nin!.. BOLU-ANKARA hattının tesisi tavsiyemize kulak tıkayanların şahitliği altında göreceğiz bunu pek yakında!.. O'nun çıkışı ile dış tetikleyici (Suriye meselesi öncülüğünde) unsurunun bir MESELE olarak ŞOK'U üst üste denebilecek bir peşi sıralık halinde olacak. Bu bir felakat dileği değil, kaderde ne varsa o olur şuurunda yaşanılanın ötesine hazırlıkla ilgili!.

Ol bu sebepten "İDEOLOJİK MUHALEFET" kavramlaştırmasıyla, körü körüne bir sen-ben itiş kakışı değil, KURUCU ve YÖNLENDİRİCİ bir gayeye matuf (BİZ BİZE havasında) meseleler boyu İFADE'de GÖRÜNÜR KILINMASI gereken "Dünya Görüşü"nün FAYDASI'nı göstermek kastıyla.. Hadiselerin zaten dayattığı ve önüne sürüklediği bir İHTİYAÇ bu! İHTİYACIN ŞİDDETİ ne kadar kuvvetli olursa şüphesiz ikna ve mal ediliş de o kadar KOLAY olacağından, DEĞİŞİMİN MİHRAKI ister öyle isterse böyle kabul ediliyor olsun, bizim de hazır olmamız koşuluyla, işimize gelen olur. Bu dış yüz ve görünen KOLAY'a nisbetle buna hazır olmak ZORUNU başarabilmemiz şartıyla!.. 

Bu gözle zihinleri hazırlamak için "İslamcı Mücadelenin Seyri" başlıklı yazıda İHTİYAT DİLİ İÇİNDE yani en kötü ihtimal hesabı üzerinden olması gereken mücadele metodu üzerinde yaptığımız değerlendirme de "İdeolojik Muhalefetin" kaçınılması mümkün olmayan ASIL olduğunu söylemiştik. Bu ifadenin bir yanlış anlamaya yol açmaması bakımından ilavesi de şu olmalı; İdeolojik Muhalefet derken bunun ancak politik unsur ve meseleler üzerinden gösterilebilir olduğunu görebilmeliyiz. Demokratikleşme, Anayasa, Başkanlık Sistemi, Eğitim, Dış Politika, Kürt Meselesi, Suriye Meselesi tartışmaları gibi unsurlar üzerinden YOKLUĞUNUN MALİYETİNİ gösterici, dolayısı ile FAYDANIN burada olduğunu gösterici, ANA VASFI BU OLAN bir POLİTİK MÜCADELE DİLİ!.. BİZ BİZE havasında demem de şu kasıtla, BİZ OLSUNLAR İÇİN.. Bu bir iyi niyeti muhafaza olduğu gibi gelişi ve dönüşümü kolaylaştırıcı bir tutum şartıdır da!  Politik değerlendirmelerinin ve tekliflerinin hasrına girmek yoluyla kurulabilecek ilk elde bu POLİTİK HEGOMANYA, İDEOLOJİK HEGOMANYA'ya varan bir yol inşaasıdır da! 

Böylece işin sonunu görmeden, altyapısını bilmeden -en azından bundan şüphe etmemeli- aşağıda güncelliğini koruyan bir mevzuu olduğu için paylaştığım teklife şabloncu bir kafayla bakılmaması gerektiğini rica etmiş bulunuyorum. 

Meselenin üzerinden neredeyse 2 yıla yakın bir zaman geçti. Bugün yukarıda da ifade ettiğim -tahmin ettiğim- husus kapıyı çalmak üzeredir. Kaldı ki, bu mesele üzerinden göstermeye çalıştığım ŞEY şahsî kabûl edilemez. Israrla bildiğimizi tekrar hatırlatmaktan ibaret husus şudur; İsabeti halinde FAYDASI ve faydalanılması BİZE, isabetsizliği halinde ise terkinin Faydası ve faydalanılması yine BİZE olan bir cephe tecrübesi olarak BİZ, iman duygumuzu da hasrına alan "DÜNYA GÖRÜŞÜ" çapında kâmil bir birliğin kardeşliğini yaşatmak borcu altındayız! Rahmet olan ihtilaf da burada.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Suriye Direnişinin 1. Yıldönümü

Suriye'deki menfûr ve adice politika oyunları altında sergilenen katliam manzarası çok uzun zamandır milletimizin içini yakan bir hal almış bulunuyor.

En son Adem Özköse ve Kameraman Hamit kardeşimizin kaçırılmasıyla doruk noktasına ulaşan Suriye meselesi derhal çözüme kavuşturulmalıdır.

Suriye meselesinin çözümünün Türkiye açısından kendisine has ve hususî bir şahsiyet davası olarak mesût bir neticeye kavuşturulması için Büyük Doğu Fikir Ocakları olarak teklifimiz şudur (Bu teklifin şekli tartışılabilir fakat asıl olan RUHU'dur);

1) "Tampon Bölge" oluşturulması gibi Suriye bütünlüğünü bozacağı besbelli olan ve hasım güçlere karşı bir hamle imkânı tanıyan çözüm teklifleri "iyi veya kötü niyet aranmaksızın" asla kabul edilmemelidir.

2) Bugün Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesi konusunda ön almaya çalışan tarafların iç çelişkileri göz önünde bulundurulursa, bunlardan da faydalanarak Türkiye'nin kendi "tarihî derinliği ve misyonu" gereği bizzat tüm Suriye'yi kuşatıcı bir anlayışla Esed rejimini tasfiye etmeye yönelmesi zarurettir.

3) Suriye muhalefetinin içine yerleştirilmiş bulunan ve Suriye halkı nezdinde bir karşılığı olmamasına rağmen emperyalist odaklar tarafından emellerine ulaşmak için elde tutulan truva atı keyfiyetindeki odaklara karşı, mukaddesatçı ve halis unsurlar kuvvetle desteklenmelidir.

4) Bu amaçla, bütün Suriye'yi zapt etmek gayesiyle TSK görevlendirilmeli, bu görev sonrası döneme ilişkin olarak "demokratik seçim vaadi" perdesi altında "mukaddesatçı ve halis unsurlar" tek çatı altında yekpareleştirilmeli, TSK'nın hakimiyeti altında tutulan Suriye, kuvvetle desteklenen bu halis kadrolara aşamalı olarak teslim edilmelidir.

5) Böyle bir hamlenin hem iç hem de dış, başta ordu üzerinde yapacağı müsbet tesirlerin sistemli bir biçimde mukaddesatçı mefkurenin mayalanması gayesi ile kullanılması için gayet ince ve sistemli bir çalışma ortaya konulmalıdır.

6) Büyük Doğu Mefkûresi'nin müşahhas tek hazır "sistem" olduğu dikkate alınarak, devletin kurmay aklı bu konu etrafında çalıştırılmalıdır.

7) Ülke içi mukaddesatçı gençliğin bütün hasis yapılardan kurtarılması gayesi ile "hiç bir hasis hesaba ve kaygı"ya kapılmadan bu mefkûreyi benimsemiş ehillerin elinde teşkilatlanması kuvvetle desteklenmelidir. Bunun adresi bellidir!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder